24 Eylül 2012 Pazartesi

BORCUM MU VARDI?

Her gün şaşılacak o kadar çok şey oluyor ki şu memleketim dediğim güzel ülkemde. Dün de yeni şaşılacak bir o kadar sevindirecek bir olay yaşadım.
Kardeşim üniversite ikinci sınıf öğrencisi. Üniversitesi yaşadığımız şehre yakın olduğu için git- gel yapmayı tercih etti ilk sene ama gerek yolda harcanan zaman gerek yol yorgunluğu ve gerek başka sebepler bu yıl onu okuduğu şehirde kalmaya zorladı. Nerede kalsa daha rahat eder, yurt mu, ev mi? Evse nasıl bir ev olmalı? Yurtsa nasıl bir yurt olmalı gibi sorular epeyce kafamızı kurcaladı. Biz bu sorulara cevap ararken sonunda hem gönlümüze hem de bütçemize uygun bir yurt bulduk ve dün yurda kardeşimi yerleştirmek üzere gittiğimizde kapıyı açan bayan beni görünce çok şaşırdı. "Siz" dedi. Bense gülümsemekle yetindim. Bir yandan da bir gördüğünü kolay kolay unutmayan hafızamı yoklamaya başladım. Bu simayı nereden tanıyorum. Çok geçmeden hafızam beni yanıltmadı ve bayanı hatırladı. Bayanla yaklaşık iki sene önce bir sohbet ortamında kısa bir muhabbetimiz olduğunu hatırladım. Bayan bana hafızamın hatırlamadığı şeylerden bahsetmeye başladı. Ben bayana gülümserken o bana " Ben sizi iki senedir arıyorum, bir türlü ulaşamadım. Sizi tanıyan birini de bulamadım. Verdikleri numaralar hep yanlış çıktı. İki senedir Allah'a " O kızı karşıma çıkar" diye dua ediyorum." dedi. Ben olayın şokundaydım çünkü bayanın neden beni bu kadar görmek isteyebileceğine dair hala bir fikrim yoktu kafamda. "Hayırdır" dedim gülümseyerek. " Benim size borcum" vardı dedi bayan işte o an çok daha fazla şaşırdım. " Siz bir kitap sipariş etmiştiniz bize bende almıştım ama parayı size ulaştıramadan dersler bitti ve size bir daha ulaşamadım." dedi. Hayretler içinde kala kalmıştım. Bu zamanda borcuna sadık böyle bir insan...
Bir tarafta her gün gözümün içine bakıpta borcunu hatırlamayan insanlar... Bir tarafta alt tarafı (olsa olsa 5 TL değerinde) bir kitap borcu. Üstelik iki sene önce alınmış...
İlerleyen zamanda bayanın yurdun müdiresi olduğunu öğrenince şaşkınlığım ve hayranlığım bir kez daha arttı. Demek ki mevki, makam bazı insanları değiştirmiyor, değiştiremiyordu...
Yoğunluktan borcunu unutan arkadaşlarım geldi hatırıma. Acaba bu bayan daha mı az yoğundu onlardan. Mesele mebla değildi mesele davranıştı, sadakatti, ince düşünceydi ve samimiyetti. Samimi olunca bir insan kabul oluyordu duası...
Belki o para onun imtihanıydı ve o bayan bu imtihanı kazandı. Belki bu bir işaretti benim için üzerinde düşünmem ve yazmam gereken... Belki bu olay bu satırları okuyan siz değerli insanlara bir hatırlatma, bir uyarı, bir işaret...
Niyetleri bilen Rabbim bayanın beni bulmasında ki şükrü duydu. Dilerim Rabbim ondan razı olur ve biz öğretmenlere borcuna bu kadar sadık ve borç almanın önemini bilen bireyler yetiştirmemize vesile olur...
Varsa hakkım birilerinde helali hoş olsun ve bu satırları okuyan siz sevgili dostların geçtiyse hakkı haklarınızı helal ediniz. Belki ayırdığınız zaman da hakkınıza girmemize sebeptir...
Sevginiz gerçek, sevdiğiniz değer olsun...

2 yorum:

ŞERMİN dedi ki...

CANIM RABBİM İSTEYİNCE İNSANLARI KARŞILAŞTIRIYOR İŞTE NE GÜZEL BİR DUYGU..RABBİM BİZE DE BÖYLE DUALARDA BULUŞMAYI NASİP ETSİN..

reyhan gür güllü dedi ki...

Öncelikle her satırda sonra ne olacak diye heyecanla okudum:)
Bu zamanda ve bu yoğunlukta unuttuğumuz şeyler muhakkak oluyor. Dediğiniz gibi içerik çok mühim değil hassasiyet,hak önemli mevzular. İnşallah unuttuğumuz şeyler varsa önce Rabbim bize hatırlamayı sonra o insanla karşılaşmayı nasip etsin.Hayat telaşında bize de hatırlattığınız için sizden de Allah razı olsun.